top of page
  • Fuat Can Çalışkan

Davranışçılık ve Öğrenme: İvan Pavlov ve Öğrenme Süreçlerine Karşı Yaklaşım

Davranışçılık, psikolojinin bir alt dalı olarak 20. yüzyılın başlarında önemli bir etki yaratan bir öğrenme teorisidir. İvan Pavlov'un klasik koşullanma çalışmaları, davranışçılığın temellerini atmış ve bu teori, zihinsel süreçlere atıfta bulunmadan davranışı incelemeyi amaçlayan bir nesnel bilim olarak psikolojiyi ele almıştır. Davranışçılar, öğrenmenin temel yasalarının tüm türler için, insanlar dahil, aynı olduğuna inanmışlardır.


Uzaklara bakan bir köpek fotoğrafı

Davranışçılığın Temelleri

Davranışçılığın temelleri, Ivan Pavlov'un çalışmalarıyla atıldı. Pavlov, Rus fizyolog olarak ünlüydü ve köpekler üzerinde yaptığı deneylerle klasik koşullanma teorisini geliştirdi. Bu deneylerde, Pavlov köpeklerin yiyecek verildiğinde salya ürettiğini gözlemledi. Ancak zamanla, köpekler yiyecek verilmeden sadece zil çaldığında bile salya üretmeye başladılar. Bu, köpeklerin yiyecekle zil çalma arasında bir ilişki kurdukları ve zil sesini bir uyarıcı olarak algıladıkları anlamına geliyordu. Bu çalışmalar, klasik koşullanmanın temelini atmıştır.


Klasik Koşullanma ve Davranış Değişimi

Klasik koşullanma, bir kişinin veya hayvanın mevcut bir tepkisini yeni bir uyarıcıya bağlama sürecini açıklar. Bu, belirli bir davranışın belirli bir uyarıcıyla ilişkilendirilmesini içerir. Örneğin, bir bebek anne kokusuyla sakinleşmeye başladığında, bu klasik koşullanma örneğidir. Bebek, annesinin kokusuyla sakinlik ve güvenceyi ilişkilendirir ve bu nedenle annesini kokladığında rahatlar.


Davranışçılık ve Zihinsel Süreçler

Davranışçılar, zihinsel süreçlere (düşünme, hissetme, içsel deneyimler) odaklanmak yerine davranışı gözlemlemeyi ve ölçmeyi tercih ederler. Onlara göre, davranış nesnel olarak gözlemlenebilir ve ölçülebilir, bu nedenle bilimsel olarak incelenebilir. Bu yaklaşım, insan davranışının yasalarını açıklamayı amaçlar ve bu yasaların tüm canlılar için geçerli olduğunu savunur.


Davranışçılığın Etkileri

Davranışçılığın etkileri, özellikle eğitim, klinik psikoloji ve terapi alanlarında büyük olmuştur. Öğrenme teorileri, öğrencilerin daha etkili bir şekilde eğitilmesine yardımcı olurken, davranışçı terapiler, insanların istenmeyen davranışlarından vazgeçmelerine yardımcı olur. Özellikle B.F. Skinner'ın çalışmaları, edimsel koşullanma teorisi ile davranış değişikliğine önemli katkılarda bulunmuştur.


Sonuç olarak, davranışçılık, psikolojinin önemli bir dalıdır ve öğrenme süreçlerinin anlaşılmasına büyük katkılarda bulunmuştur. İvan Pavlov'un klasik koşullanma teorisi, bu alandaki önemli bir dönüm noktasıdır ve psikolojiyi bilimsel bir bakış açısıyla ele almıştır.

55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page