top of page
Fuat Can Çalışkan

Tecavüz, Neden Hayatta Kalanı Suçluyoruz?


Ülkemizde de dünya genelinde de tecavüz vakalarında cinsel şiddetten kurtulan, hayatta kalanları suçlama eğilimi görüyoruz. Tecavüzcüler ve saldırganlara odaklanmak yerine medya ve bazı insanlar özellikle şiddete maruz kalan, hayatta kalanlara odaklanıyor. Keşke bu odaklanma hayatta kalanı suçlamak yerine onu desteklemek ve ona yardımcı olmak şeklinde olsa.


Tecavüz vakalarının ele alınmasına dair Amerika’da yayınlanan bir istatistik çok kötü bir tabloyu gözler önüne seriyor. Amerikan Adalet Bakanlığına bağlı Tecavüz, istismar ve Ensest Ulusal Ağı’nın (RAINN) yayınladığı istatistiğe göre 1000 tecavüz vakasının sadece 310’u polise bildiriliyor. Tecavüzcülerin ise sadece %3’ü hapis cezası alıyor. Bu istatistikler Amerika’ya ait olsa bile, maalesef, bu tablo tüm dünyada benzer durumda.


Sıklıkla yapılan, hayatta kalanı suçlama davranışını anlamak için yapılan bir deney bu suçlamayı yanlış yöne çevirmenin ardında yatan dinamiklerden birini anlama konusunda bizlere yardımcı oluyor.

Rutgers Üniversitesinde araştırmacılar, iki videonun gösterildiği iki çalışma yürütmüşlerdir. Bu iki videonun biri, 1998 yapımı “Sanık” filminden alınan bir kadının tecavüze uğrama sahnesini içermekte; diğeri ise, İngiliz Başbakan Margaret Thatcher’ın yoğun ekonomik tartışmasını içermektedir.

Bu videoları izleyen katılımcılar ise “Baskılayıcılar” ve “İfade Edenler” olmak üzere iki farklı gruba ayrılmıştır. “İfade Edenler” grubuna izledikleri video hakkında en derin duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etmeleri söylenmiştir. Diğer “Baskılayıcılar” grubuna ise sadece videodaki ne giydikleri gibi yüzeysel detaylardan bahsetmeleri istenmiş, kişisel his ve düşüncelerini paylaşmaları ise yasaklanmıştır.

Sonuç olarak, katılımcılar duygularını belirtseler de belirtmeseler de (yani hangi grupta olduklarından bağımsız olarak) Margaret Thatcher hakkındaki tutumları değişmemiştir. Ancak filmden alınan tecavüz sahnesini içeren diğer video için katılımcılar keskin bir fark göstermiştir. “Baskılayıcılar” genel olarak tecavüze uğrayan kişiyi suçlamışlardır. Bunun aksine “İfade Edenler” hayatta kalanı daha az suçlamışlardır. Hatta bu grupta olanların yazdıkları metin uzadıkça belirttikleri rahatsızlık daha da artmış ve hayatta kalanı daha az suçlamışlardır.

Araştırmanın ikinci kısmı ise tecavüz videosundaki saldırgana odaklanmıştır. Her iki grupta da (İfade Edenler veya Baskılayıcılar) hisleri belirtmek veya belirtmemek tecavüzcüyü suçlamayı arttırmamış veya azaltmamıştır. “İfade Edenler” grubu hayatta kalan “Sarah’yı” (filmde saldırıya uğrayan karakter) saldırgandan daha az suçlamışken, “Baskılayıcılar” grubu ise “Sarah’yı” saldırgandan daha çok suçlamıştır.

Araştırmacılar bu bulguları ilgili diğer araştırmalarla beraber incelemiş ve hayatta kalanı suçlama eğiliminin “adil dünya” fikrini koruma isteğinden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Diğer bir deyişle, insanlar “hayat adildir”, “insan hak ettiğini bulur”, “ne ekersen onu biçersin” gibi düşünce ve inançlarını korumak için insanlar hayatta kalanları suçluyorlar. Diğer ihtimal, hayatta kalan kişinin suçsuz olması, insanların “adil dünya” inancı ile çatışıyor.

Araştırmacılar ayrıca “İfade Edenler” grubunun yazılarını 4 duyguya göre incelemiştir. Hoşnutsuzluk, şok ve kafa karışıklığı duyguları hayatta kalanı anlamak için faydalı duygular olduğu görülmüş ancak dördüncü duygu olan öfke duygusu faydalı bulunmamıştır.

Tecavüz ve cinsel tacizde hayatta kalana yardım etmek için onu suçlamamak önemlidir. Cinsel şiddet, saldırganın suçudur, hayatta kalanın değil. Hayatta kalana yardım etmenin bir adımı da yakınlarının destek olmasına yardımcı olmaktır. Bu araştırmanın bizlere sunduğu bir bilgi de budur. Suçlayan yakınlar var ise onlarla duygularını konuşmak, onların kendilerini ifade etmesine imkan tanımak; onlara yardımcı olmanın bir adımıdır.

Kendinize İyi Bakın.

Kaynaklar:

Adolfsson, K., & Strömwall, L. A. (2017). Situational variables or beliefs? A multifaceted approach to understanding blame attributions. Psychology, Crime & Law, 23(6), 527-552.

Harber, K. D., Podolski, P., & Williams, C. H. (2015). Emotional disclosure and victim blaming. Emotion, 15(5), 603.

Mendonça, R. D., Gouveia-Pereira, M., & Miranda, M. (2016). Belief in a Just World and secondary victimization: The role of adolescent deviant behavior. Personality and Individual Differences, 97, 82-87.

RAINN. (n.d.). The Criminal Justice System: Statistics | RAINN. Retrieved from https://www.rainn.org/statistics/criminal-justice-system

63 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page